Alasığın/Gök Geyik, Türk destanlarında gizemli ormanların arasında ve ulu dağların yamaçlarında bir görünüp, bir kaybolan ulaşılması güç ve doğal olarak ölümsüz gibi görülmektedir. Dede Korkut, Bamsi Beyrek ve Banı Çiçek’in hikayesinde geyiğin önemli bir role sahip olduğunu söyler. Bamsi, geyiğin peşinden giderek Banı’nın otağının önüne varır.
Geyik donuna girmek, Türk efsanelerinde sıklıkla görülür. Ulu insanların geyik kılığında dolandığına inanılır. Hacı Bektaş-ı Veli de geyik donuna girmiştir. Geyikli Baba, geyik – insan figürünün vücut bulmuş halidir.
Yaşar Kemal’in “Alageyik” hikayesinde de aslında geyiğin kutsallığı işlenir.
Türk Kültürü içinde en az atlar kadar önemli bir yere sahiptir. Bugün hala Dukha Türkleri geyiklere biner, geyikler ile iç içe yaşarlar.
Türk Alp ve Kağanları atları ile gömülürken, dirildiklerinde Tanrı katına götürmesi için boynuzlu bir hayvan kurban edildiği biliniyor. Kamları göğe götüren binek hayvanı da genelde geyiklerdir.
Geyik, Bozkurt gibi yol göstericidir.